Pages

24 Aralık 2023 Pazar

Yavan şeyler hep güzel gelmiştir bana. Bundan dolayı olacak ki, seneler sonra kimsenin okumayacağını bilerek, hatta belki de bunun rahatlığıyla dört nala saçmalama özgürlüğü ile buraya yazmaya karar verdim.

Günlerdir aklıma sıklıkla gelen ve beni huzursuzca düşüncelere sürükleyen bir cümle var;

"İnsan bir akşamüstü ansızın yorulur." 

Sonra şiiri açıyorum, hazmederek okuyorum, ilk kez okur gibi okuyorum hatta. Niyetim şiiri eleştirmek değil, belki de zorla bir anlam çıkarmaya çalışıyorum bilmiyorum. Beni tanısanız çok sever misiniz bilmiyorum ama bir şeylerin üzerinde çok fazla durmayı seven biri olmadığımı muhtemelen kolayca çözersiniz. Ama bu cümle neden beni böylesine etkiledi, neden üzerinde durmam için bana yalvarıyor, bunu çözmek ne kadar zaman alacak bilmiyorum. Ben bu yola baş koydum gibi oldu biraz. 

İnsanın bir akşamüstü ansızın yorulması.

Çok güzel cümlelerin etkisi hep farklıdır. Bazı duygular insanı boğar mesela, karşındaki o duyguyla mest olurken sen boğulabilirsin. Sevgi fazla gelir, romantizm yavan gelir, neşe üstüne çullanır, nefret dişlerini sıktırır, öfke ellerini titretir. Ama karşındaki öyle değildir, nefretini kustuktan sonra bir iş başarmış gibi sigarasını yakar, sen yine dumandan boğulursun. 

İnsan bir akşamüstü hiç bilmediği bir şehirde binlerce adım attığı için yorulabilir. 

İnsan bir akşamüstü hiç istemediği duyguları neden taşıdığını, ve bu duygulardan neden sıyrılamadığıyla yüzleşmekten kaçtığı için de yorulabilir.

Öyle bir hevesle başlamıştım ki bu yazıya, çok da büyük cümlelerim yokmuş aslında. Yine kaygı kapladı bedenimi. Büyük cümlelerim olmamalı belki de. Başkalarında alkışladığım şeylerin bana gelince anlamsız gelmesi neden peki? Geçen bir video izledim, öyle kendi halinde Atina'da gezen bir adamın videosu. Turistik hiçbir şey olmadan, düşünmeden geziyor. Telaşsız yani, ki benim en yapamadığım şeydir bu. Bir yer daha görmesem ölürüm gibi gelir hep. Videoya öyle daldım ki sanki Atina sokaklarındaki o adımlar benim oldu. İçtiği kahve, keşfettiği sokaklar bana ayrı bir tat verdi. Yine fazlasını istedim, çünkü bununla kalmamalıydı, daha çok gezmiş olmalıydı, daha çok şey paylaşmış olmalıydı. Ama yoktu. İşte adamı böyle üzerler.


Hiçbir yere bağlanmayan ve bağlanmayacak olan cümlelerim burada sona eriyor sanırım. Ama biliyorum yine geleceğim. Ha gitmeden, senelerdir bir şekilde duyduğun, dinlediğin bir şarkıyı başka birinin sesinden dinleyince gelen tazelenme hissi de çok güzelmiş. Bu vesileyle;


Ciao!


 
FREE BLOGGER TEMPLATE BY DESIGNER BLOGS